27 Kasım 2014 Perşembe

KURALLARA UYSAK KEŞKE


Ne yazacağımı bilmeden yazmak geliyor içimden çağlayanlar akıyor gürlüyor kelimeler taklalar atıyor kafamda durduramıyorum. Kendimle olamıyorum baktım ki olmayacak yazmaya karar verdim ne yazacağımı bilemeden konusunu keşfedemeden aslında çok doluyum yazacak o kadar  konu var ki  şu anda yazarken bile bir sürü konu geçiyor aklımdan ve noktalama işaretlerine dikkat etmeden yazıyorum çağlıyor resmen kelimeler ama şu kurallardan bahsetmek istiyorum önce aslında hep var olanda bizim hiç uymadığımız kurallardan sadece bizim ülkemizde değil tabi bu uygulanamayan kurallar ama kendimizi gelişmişliğe yakın hissediyorsak nedir bu vurdumduymazlık kurallara karşı. Yayaya yol vermiyoruz, iş yaparken nasıl kısa bitiririz bu işi diye hilesine başvuruyoruz, hiçbir emeğe saygı göstermiyoruz; çalıyoruz , çırpıyoruz, öldürüyoruz. Varmak istediğimiz nokta nedir ben henüz anlayamadım ama bir söz var ki duyurmak istediğim geçen gün facebook’da  okuduğum ”Biz fakirleri değil zenginleri doyuramadığımız için açız.” Bu kural konusuna ben kafayı taktım çünkü kurallara uyan insanlar ki bu insanlar düzene hasret , hakka hasret, nezakete hasret kurallara uyarken her şeyin aslında ne kadar güzel olacağını düşünürsek biz uymamak için çaba sarfediyoruz. Elimize ne geçiyor ben anlamadım ki; kırmızı ışıkta 5sn. önce geçerek, bankada bir insan atlayarak, yaya geçidinde durmayarak, tabelalardaki uyarı yazılarını sanki dekormuş gibi davranarak ne kazanıyoruz bilemedim ki. Sonrada yurtdışına çıkan arkadaşlar diyor ki  ne kadar güzel bütün kurallara uyuluyor “yaya geçidine ayağını koyuyorsun trafik duruyor ”e sende yap yaya geçidinde bir duruş belki bir insana örnek olursun, sende yaşlılara yer ver otobüste belki bir genci utandırırsın, bir bayan dayak yerken yol ortasında ayır korkma kendi kız kardeşini koy yerine, iş yerinde daha fazla kazanırken tırtıklarken hesabı kendini koy müdürün yerine. Bu kural tanımazlık nerden işledi içimize bu kadar çözemedim henüz sevgisizlik,ilgisizlik arttıkça da bu kural tanımazlık gitgide büyüyor bulaşıcı hastalık gibi bulaşıyor en iyisine bile “Aman yeter artık ben bu kadar kurallara uyarken hiç kimse uymuyor ben enayi miyim” zihniyeti başlıyor. Aslında kuralların, kanunların gerçek anlamda uyulmasıyla oluşacak düzenin ne kadar huzur verici olabileceğini bir sindirebilsek içimize. Hak yemeden yaşamanın,  rahat uykular uyumanın, çocuklarımızı haramdan korumanın  ne kadar ulvi olduğunu bir hissedebilsek. Çok paralar kazanmanın bir sonu olmadığını, yapılan sarayların, giyilen kıyafetlerin, yenen yemeklerin bir sonunun olmadığını vicdanımıza bir kabul ettirip paylaşabilsek o iç huzura bir ulaşabilsek bize bahşedilen bu dünyada belki biraz daha huzurla , mutlulukla yaşar, yeni nesillere bir şeyler bırakabiliriz. Çok mu  şey istiyorum acaba?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder